13. Hukuk Dairesi 2014/22220 E., 2015/12603 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların kardeşleri olduğunu ortak murislerine sağlıklarında emanet olarak 9 adet armalı tabir edilen altın teslim edildiğini, karşılığında belge aldığını, altınların iade edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine de itiraz ettiklerini ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, karz akdine dayanmakta olup, davacı, murisleri tarafından imzalanmış senede rağmen borcu kabullenmeyen davalı mirasçılar aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiş, davalılar ise davanın zamanaşımına uğradığını savunmuşlardır. Mahkemece, senet tarihinin 11.12.1981 olduğunu ve bu tarihten itibaren altı hafta sonra yani 22.01.1982 tarihinde zamanaşımı süresinin başladığından ve on yıllık zamanaşımı süresinin 22.01.2992 tarihinde dolmuş olduğundan bahisle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Oysa ki, somut olayda taraflar arasındaki ilişki karz akdine dayanmakta olup, zamanaşımı süresi 6098 sayılı Borçlar Kanununun 392. maddesinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 392. maddesine göre ödüncün geriye verilmesi konusunda belirli bir gün yada bildirim süresi veya borcun geriye istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamış ise ödünç alan ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir. Dosya kapsamına göre davada dayanılan sözleşmede her hangi bir vade konulmuş değildir. Kaldı ki, davalılarda davacının bu konuda kendilerini temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat etmiş değillerdir. Diğer taraftan, davalılardan ... zamanaşımı def'inde de bulunmamıştır. Zamanaşımı def'inde dahi bulunmayan bu şahıs yönünden de davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş olması kabul şekli bakımından doğru değildir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Opmerkingen